3 Ocak 2011 Pazartesi

Pornoyla Barışmak

Porno düşkünü bir toplum olarak porno kültürümüzün olmaması ne kadar acı değil mi? Porno izlediğini alenen belli eden kişilerin bile aforoz edildiği bir toplumda yazmak, çizmek, oynamak ne kadar da zor.

Öyle çok seviyoruz ki yasak kelimesini, sorgulamıyoruz bile. Oysaki tabular yıkılmak için vardır. Baskı, tepkiyi getirir. Televizyonda amcasının tecavüzüne uğradığını söyleyen ufak kızları getirir.

Her nereye gidiyoruz bilmiyorum ama, kapalı, anlayışsız, gerçek olandan ve insandan uzaklaşıyoruz. Cinselliğin insanoğlunun yaşamının tam merkezinde bir ihtiyaç olduğunu görmezden gelerek, onu bir hak, namus, belirli bir zümreye ait tanımlayarak, cinselliğin özgürlüğünü savunanları aşağılayarak sadece baskı toplumunu biraz daha pekiştiriyoruz. Üstelik de bunu yaparken en sevdiğimiz porno yıldızlarının sıralamasını yapabiliyoruz. Tabii ki hepsi de yabancı. Çünkü onlar yapabilir, onlar gayrimüslim. Cehennemde yanacaklar. Bizler tertemiz vicdanımızla cennette genç kızlarla birlikte olacağız.

Sanat nedir saçmalamasına girmeyeceğim. Birden çok tanımı olan bir şeyin bir tanımı olmazmış. Sorguladığım nokta, sanatın cinsellikle ayrıştığı nokta. Sanat dediğimiz uğraş, bir bakıma hayatın gerçek ve gerçeküstü yansımalarının yorumlanışı. Gerçek ile tanımladığımız da öz be öz insan işte. Yiyen, sıçan, kusan, uyuyan, sevişen, aldatan, öldüren, kıskanan bedenler. Ahlak kaygısıyla bunlardan herhangi birinin dışarda tutulması toplumun kendi kendini tatmin etmesinden başka bir şey değil. Çünkü arka bahçemizde çocuklar öldürülüyor, kadınlar aşağılanıyor. Biz ise vicdanımızı aklıyoruz kara para gibi.

Yakın gelecekte "Nüdist Toplumlarda Ahlak" gibi makaleleri tartışabilmek umuduyla. Pornoyla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder