13 Ocak 2011 Perşembe

Dwight Schrute Mode On

Bedenimde bir açma kapama düğmesi olsun isterdim. Karakterler ve durumlar arasında hızlıca geçiş yapıp uyum sağlayabileceğim, her zaman ileriye gitmemi garanti edecek ufak bir düğme. İsterdim ki mesela Dwight gibi hırslı, çalışkan, patavatsız, odaklanmasını bilen, kendi kendini en iyi şekilde motive eden, acayip düzenli olayım. Hatta yalaka da olabilirim, dik başlılığın lüzumu yok artık. Final haftasında çok işime yarardı doğrusu.
Düğmeyi kapatınca da, pısırık, kendine güvensiz depresyonda bir adam ortaya çıkmasın isterim-awesome olsun, eğlenmesini bilen, sosyal zekası yüksek, aktif biri.

Ve gelelim Office. Uzun sayılabilecek bir aradan sonra 4.sezona başladım ve o günden beri yüzüm de gülmeye başladı. Hayatımın Frasier'dan sonraki ikinci dizisini buldum sonunda.

Dwight, bir an önce dön aramıza, unut o Angela biçini artık. Depresyon sana yakışmıyo kesinlikle. Özlettin.

11 Ocak 2011 Salı

If you hear any noise


If you hear any noise it's just me and the boys


11.1.11

24 yaşındaydı, tedirgindi

3 Ocak 2011 Pazartesi

Pornoyla Barışmak

Porno düşkünü bir toplum olarak porno kültürümüzün olmaması ne kadar acı değil mi? Porno izlediğini alenen belli eden kişilerin bile aforoz edildiği bir toplumda yazmak, çizmek, oynamak ne kadar da zor.

Öyle çok seviyoruz ki yasak kelimesini, sorgulamıyoruz bile. Oysaki tabular yıkılmak için vardır. Baskı, tepkiyi getirir. Televizyonda amcasının tecavüzüne uğradığını söyleyen ufak kızları getirir.

Her nereye gidiyoruz bilmiyorum ama, kapalı, anlayışsız, gerçek olandan ve insandan uzaklaşıyoruz. Cinselliğin insanoğlunun yaşamının tam merkezinde bir ihtiyaç olduğunu görmezden gelerek, onu bir hak, namus, belirli bir zümreye ait tanımlayarak, cinselliğin özgürlüğünü savunanları aşağılayarak sadece baskı toplumunu biraz daha pekiştiriyoruz. Üstelik de bunu yaparken en sevdiğimiz porno yıldızlarının sıralamasını yapabiliyoruz. Tabii ki hepsi de yabancı. Çünkü onlar yapabilir, onlar gayrimüslim. Cehennemde yanacaklar. Bizler tertemiz vicdanımızla cennette genç kızlarla birlikte olacağız.

Sanat nedir saçmalamasına girmeyeceğim. Birden çok tanımı olan bir şeyin bir tanımı olmazmış. Sorguladığım nokta, sanatın cinsellikle ayrıştığı nokta. Sanat dediğimiz uğraş, bir bakıma hayatın gerçek ve gerçeküstü yansımalarının yorumlanışı. Gerçek ile tanımladığımız da öz be öz insan işte. Yiyen, sıçan, kusan, uyuyan, sevişen, aldatan, öldüren, kıskanan bedenler. Ahlak kaygısıyla bunlardan herhangi birinin dışarda tutulması toplumun kendi kendini tatmin etmesinden başka bir şey değil. Çünkü arka bahçemizde çocuklar öldürülüyor, kadınlar aşağılanıyor. Biz ise vicdanımızı aklıyoruz kara para gibi.

Yakın gelecekte "Nüdist Toplumlarda Ahlak" gibi makaleleri tartışabilmek umuduyla. Pornoyla kalın.

1 Ocak 2011 Cumartesi

C #1


"...Niye koşuyorsun? Davete geç mi kaldınız? Her zaman geç kalanlar bulunur. Hindi dolması daha bitmemiştir. Bu gece insanların hindi yemesi gerekir. Bulamayanlar üzülür. Yılbaşı hindisi... Ooooo! Eğlenmek de zorunludur bu gece. Sinemalar, tiyatrolar, barlar doludur. Evlerde toplantılar vardır. Küçük bir toplantı demişti avukat. Göz kırpmıştı."Neydi o yılbaşı gecesi donattığımız masa. Şu Mehmet Bey ne şakacı adam. Kırdı geçirdi bizi. Ama karısı... Sorma kardeş." Küçük kumarlarınız vardır. On kuruşluk tombalalar. Şimdi kim bilir kaç evde, kim bilir kaç kadının "Aman ayol, bu ne kötü şans böyle," sözüne karşılık kim bilir kaç erkek "Üzülmeyin; kumarda kaybeden aşkta kazanır," diyordur. Kim bilir kaç erkek de acele edip bu sözü ondan önce söyleyemediler diye onu kıskanıyordur. Biliyorum sizi. Küçük sürtünmelerle yetinirsiniz. Büyüklerinden korkarsınız. Akşamları elinizde paketlerle dönersiniz. Sizi bekleyenler vardır. Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen? Bir ben miyim yalnız?" Yanından geçen kadına döndü:
-Merhaba, dedi.
Der demez pişman oldu. Kadın durmuş ona bakıyordu.Sol elini cebinden çıkarıp kulağını kaşıdı. Kadın,
-Sizi tanımıyorum, dedi.
Buna verilecek karşılık belliydi: "Öyleyse tanışalım," deyip kadının koluna girmesi, "Ne soğuk. Sıcak bir yere girip bir şeyler içsek," demesi gerekiyordu. Kolaylıklardı bunlar. Kadın bunları bekliyordu ondan. Oysa,
-Ben de, dedi."

1.1.11 Refresh The Page Please