20 Kasım 2009 Cuma

Dedim Oğlum Sen Rahatsız mısın?


Ne yaptın be Henry?

Arsenal yıllarından sever(d)im kendisini. Süper topçuydu. Şutları, hızı, driblingi, fiziği, hava hakimiyeti, frikikleri kısaca komple topçuydu.

Sonra Barcelonaya geçti. Benim için orda bitmişti zaten. Büyük bir hezimetle sonuçlanan Arsenal-Barca finalinden sonra, yine takımı sırtlamasını, Milan'ın Liverpool'a yaptığı gibi intikamını almasını isterdim. Ama o kolay yolu seçti. Kazanan takıma transfer oldu.


Bir gün bir Fransa maçında hakemi aldatmaya yönelik hareketine şahit oldum. Spiker, görüntülerin tekrarını izlerken "Henry böyle bi futbolcu değildir aslında" demişti (O nerden biliyorsa) Ama gözümle görmüştüm bu aldatmacayı. O günden sonra da başka gözle bakar oldum.

Yıllar birbirini kovaladı ve bizim çocukluk kahramanlarından Henry 30'unu geride bıraktı. Derslerde sıkıldığımızda hayali 11lerimize aldığımız Henry; Dünya Kupası, Şampiyonlar Ligi, La Liga, Premier Lig ve diğer pek çok kupayı kaldıran Thiery Henry, kayda değer hiç bir başarısı olmayan, en iyi oyuncuları Premier Lig'in başaltı takımlarında koşturan, Dünya Kupasında sadece sahaya adımını atmanın hayaliyle mutlu olabilen İrlandalılar karşısında uzatma dakikalarında topu eliyle düzettikten sonra içeriye çıkarttı ve Gallas'ın golünün asistini yapmış oldu.

Golden sonra çılgın gibi sevinen, "Ben hakem değilim, önemli olan Dünya Kupası'na gitmekti" diyen Henry beni yanıltmadı. Bu kez nasıl bir topçu olduğunu tüm dünyaya gösterdi.


Henry'nin savunulmasına katlanamıyorum. Kendimi o anda onun yerine koyuyorum, maçın adrenaliyle top üzerime geliyor ve bir anda topu elimle düzeltiyorum. Buraya kadar herşey normal. Sonra hakem bu olayı görmüyor ve benim verdiğim pas gol oluyor. Buraya kadar da aslında çok da sıradışı bir durum yok. Futbol sahalarında hep gördük bu ve buna benzer pozisyonları.
Ancak yapma bunu be Henry. Golden sonra gidip hayır ben elimle attım demenin yükü çok ağır biliyorum. Hiç bir oyuncu koca bir ulusun kaderini etkileyecek böyle bir şey söyleyemez. Ama çok mu zor biraz insan olmak. Efendi gibi sevinmek. Üzgün olduğunu belirtmek. Maçtan sonra kendini affetirecek birkaç lakırdı etmek. Bu kadar mı duyarsızlaştın. Profesyonel bir futbolcunun kazanabileceği bütün başarıları kazanan, ırkçılığa karşı mücadele eden, Unicef için çalışan, pek çok sosyal sorumluluk projesinde yer alan topluma örnek bir topçu olarak; bir Dünya Kupası daha uğruna değer miydi?


Youtube'da görüntüleri izlerken bir yabancının yorumu çok hoşuma gitti. Aklımda kaldığınca paylaşmak istiyorum: " Çocuklarımıza her zaman hile yapmamalarını, hileyle kazananların aslında gerçek kaybedenler olduğunu öğütleriz. Peki ya bu olanları ben çocuğuma nasıl açıklayacağım?"

Açıkçası Henry'nin bu hareketinin karşılıksız kalacağını sanmıyorum. Hem Henry hem de Fransa günün birinde bu haksız kazancın faturasını ödeyecekler. İrlanda ise elbet çalınan emeğinin karşılığını bir gün alacak. Peki ama bugün bu maçı seyreden çocuklarımıza ne diyeceğiz?

Çocuklara neden kötü örnek oldun Henry?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder