16 Aralık 2009 Çarşamba

Adını Hüseyin Koydum


Bu filmi beğendim; ama süper senaryo, hayvani kamera açıları, muhteşem oyunculuklar, enteresan müzikler veya dehşet aksiyon sahneleri(?) var diye falan değil. Aksine oldukça başarısızdı bu saydıklarımda. Hikaye oldukça kilişeydi, cıvık romantik bir aşk, duygu sömürüsü yapan karakterler, hiç de samimi değildi. Eski türk filmi olsa efsane olurdu, ama bu çağda değil.

Ben bu filmi evimin önünde geçtiği için beğendim. Gecenin bi vakti naralar atıp işediğimiz Porsuk'da geçtiği için sevdim. Ulan şu bina hangisi, acaba bu sokak o sokak mı diye heyecanla izledim filmi. İnsanın sittin sene yaşadığı yerde film çekilmesi ne garip bişeymiş. Hikaye ne olursa olsun bişeyler yakalıyor, kendini filmin içine atıveriyor insan.

Keşki yönetmen Eskişehir'i bu kadar gözümüzün içine sokmasaydı. Tamam güzel şehir, gelişiyor, büyüyor, geleceği parlak. Bir Eskişehirli olarak gurur duyuyorum ama bu kadar ucuz Eskişehir propagandası yapmayın arkadaş. Es-Es formasıyla top oynayan çocuklar, Tren Garındaki Eskişehir yazısına odaklanmalar, Büyükerşen!... Yapmayın bunu işte, öyle bir film çevirin ki içinde Eskişehir adı geçmesin, ama buram buram Eskişehir'i anlatın. İnsanlar merak etsin, filmden sonra bu kent hangi kent diye sorsunlar yanındakine. Bu başka bi şehir de olabilir, Ankara,İzmir,Konya,Bursa farketmez. Yeter ki ucuz reklam yapmayın.

Not: Afiş kendi eserimdir, emeğe saygı :)

2 yorum:

  1. zaten filmde melis birkan'ın olması hatta onu geçtim filmin tuna kiremitçi'nin olması filmi kötü yapmaya yetiyor bence

    YanıtlaSil
  2. sırf o yüzden deli gibi manyak gibi es-es adlı diziyi izlemiyo muyum? yanarım yanarım megabaytlarca yaktığım internete yanarım...

    YanıtlaSil